24 Kasım 2019 Pazar

Tutsak bebeklerin Avrupa Parlamentosundaki sesi

Cezaevindeki bebekleri Avrupa Parlamentosunda anlatan Eşe Karaduman: Bir dakika zamanım vardı. Çok heyecanlandım ama söylemek istediklerim dilimin ucundan dökülüverdi.

SEVİNÇÖZARSLAN

BOLD ÖZEL- 20 Kasım Dünya Çocuk Gününde Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu özel programında bir ses Avrupalılara sordu: “Türkiye’deki tutsak bebekler için ne yapıyorsunuz?” Konuşmak istediğini söyleyen Eşe Karaduman’a hemen söz hakkı verilmişti. Tam 1 dakikası vardı ve bu 1 dakikada hapisteki bebekleri anlattı.

Şöyle dedi Karaduman: “İstatistiksel olarak, şu anda Türkiye’de hapsedilen 11.000 kadın ve 780 Çocuk var. Ülkemdeki politik atmosfer nedeniyle Almanya’ya gelen bir mülteciyim. Buraya kızımla birlikte gelme şansım oldu ama o kadar çok kadın ve çocuk bu fırsata sahip olmadılar ve hala politik sistemin adaletsiz olmasının sonuçları yüzünden acı çekiyorlar.”

Dünya Çocuk Hakları Günü’nün 30. yıl dönümü nedeniyle hazırlanan programın sonunda herkes onu alkışladı, medeni cesaretinden dolayı tebrik etti, büyük bir ilgi gösterdiler.

SINIF ÖĞRETMENLİĞİNDEN ALMANCA ÖĞRETMENLİĞİNE

Peki 28 yaşındaki bu genç aktivist kadın kimdi? Hacettepe Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği mezunu olan Eşe Karaduman A., 3 yıl önce Almanya’ya gelip sığınmak zorunda kalan bir iş kadını… 5 yaşında bir kızı var. Almanya doğumlu olan Eşe Karaduman liseyi bitirdikten sonra üniversite okumak için Türkiye’ye gitmiş ve sonra da evlenip İstanbul’da hayat kurmuş. Üç sene özel bir kolejde çalıştıktan sonra fotoğraf çekmeye başlamış.

BALON ETKİNLİĞİNİN FİKİR SAHİBİ

Almanya’da Almanca öğretmeni olarak çalışmaya başlayan Eşe Karaduman, mülteci olarak sığındığı Avrupa’da o günden beri hapisteki bebekler için çabalıyor. 3 yıldır dünyanın her yerinde tutsak bebekler için balon etkinlikleri yapılıyor. Eşe Karaduman bu fikri ilk olarak arkadaşlarıyla birlikte yaşadıkları şehrin meydanında kendilerinin gerçekleştirdiklerini söylüyor:

“Avrupa’da çocuk haklarıyla ilgili ne yapılabilir diye hep araştırıyorduk. Aklımıza balonlar geldi, ilkini 2017 Eylül ayında yaptık. Çocuk haklarıyla ilgili bir gün kutlanıyordu. 100 balon şişirdik ve meydanda dağıttık. Ve sonra büyüdükçe büyüdü bu etkinlik. Birkaç hafta sonra her yerde yapılmaya başlandı.”

ORADA KONUŞMA HAKKIM OLDUĞUNU BİLMİYORDUM

İki yıldır üst üste 20 Kasım’da Avrupa Parlamentosuna giden Eşe Karaduman, “Geçen sene konuşma yapmadım çünkü orada konuşma yapma hakkım olduğunu bilmiyordum. Bu sene onlar bize davetiye gönderdi. Geçen sene sistemlerine bizi kaydetmişlerdi. Biz de kaydımızı yaptırdık. Madem gideceğiz, AB önünde bir etkinlik yapmak istedik. Yine siyah balonlar hazırladık. Balonların uçlarına bebeklerin hikayelerin yazdık ve parlamentoya girdik. Orada herkes fikrini söyleyebiliyor. Ben söz hakkı istedim. Söylemek istediklerim dilimin ucundaydı, hepsi bir anda döküldü.” dedi.

ÇOK HEYECANLANMIŞTIM

Program sonunda herkesin kendisini tebrik ettiğini ve ilgi gösterdiğini ifade eden Karaduman şöyle devam etti: “Çok heyecanlanmıştım. Aslında oraya ilk girdiğimde konuşmak istediğini söyledim. Konuşmak isteyenlerin isimlerini not alıyorlar ve parlamento başkanına veriyorlar. Başkan da bazılarına söz hakkı veriyor. Bu sefer bana da verildi, verilmeyebilirdi ama oldu. Üzerime düşen görevi yerine getirmek istedim. Ben belki tek başıma hapisteki bebekleri dışarı çıkaramam ama onların sesi olabilirim diye düşündüm.”

O BEYE CEVAP VERECEĞİMİ DÜŞÜNDÜLER

Kendisinden önce Alman bir katılımcının İslam ve Avrupa’daki Müslümanlar hakkında konuştuğunu ifade eden Karaduman, “Oradakiler Alman katılımcının konuşmasını yuhaladılar ve konuşmasını ortada kestiler. Müslümanların Avrupa’da huzuru bozduğunu, stres yaşandığını söylüyor, hak ihlali yaptıklarından bahsediyordu. Ben ondan sonra elimi kaldırdım. O beye cevap vereceğimi düşündüler. Ben evet ona cevap verebilirdim ama aklımdaki tek şey o gün cezaevindeki bebeklerdi.” ifadelerini kullandı.

Bu haykırış Avrupa Parlamentosunda yükseldi: “Türkiye’deki tutsak bebekler için ne yapıyorsunuz?”

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder