27 Nisan 2020 Pazartesi

Hapiste 23 Nisan fotoğrafının hikayesi

İzmir Şakran Cezaevinde çekilen 23 Nisan fotoğrafı tarihe geçen karelerden biri oldu. O çocuklardan biri Bahar’dı. Onun ve arkadaşlarının hikayesi…

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraf 23 Nisan kutlamaları sırasında çekildi. Fotoğrafta yaşları 1 ile 5 arasında değişen 8 çocuk var. Hepsi en güzel kıyafetlerini giymiş, hapiste 23 Nisan’ı kutluyorlar. Ellerinde kaynana dili adı verilen ve üflenerek oynanan oyuncaktan bulunuyor.

ANNESİ TUTUKLANINCA HASTALIĞI ORTAYA ÇIKTI

Fotoğraftaki çocuklardan biri de annesi tutuklandığında alerjik astım hastalığı ortaya çıkan Bahar Güler. Bahar, 2 yıldır anneannesi Halime Teyze ile Adana’dan İzmir’e gide gele yollarda hastalanmış, perişan olmuş bir çocuk. 12-13 saat süren otobüsle yolculuklarında 3-4 vasıta değiştiriyorlar. Sürekli in bin yaptıkları için her yolculuktan sonra rahatsızlanıyor. Öksürük, nefes darlığı baş gösteriyor. Annesi Pınar Güler bu yüzden bir buhar makinesi satın almış. Bahar ne zaman tıkansa bu makineyi kullanıyor.

3 AYDIR ANNESİNDEN AYRILMAK İSTEMİYOR

5 yaşındaki Bahar son 3 aydır ise annesinin yanından hiç ayrılmıyor. Ayrılmak istemiyor daha doğrusu. Nedenini anneanne Halime Teyze şöyle anlatıyor:

“8 Mayıs’ta Bahar 6 yaşına girecek. Annesinden ayrılmak zorunda kalacak. En son yanımıza aldığımızda, yaklaşık 3 ay önceydi, ona söyledik, yavaş yavaş alışması için. Çok ağladı, üzüldü. Cezaevine tekrar gidince oradaki koğuş arkadaşlarına da ben 6 yaşına girince annemden ayrılacağım, siz de büyünce annenizden ayrılacaksınız demiş. Bütün çocuklar bunun üzerine hep beraber ağlamışlar.”

ALAMAZLARSA SOSYAL HİZMETLERE VERİLEBİLİR?

Koronavirüs salgını nedeniyle bir sorunla daha karşı karşıya olduklarını belirten Halime Teyze, “Şehirler arası yolculuk yasak. 8 Mayıs’ta izin alabilirsek Bahar’ı almaya gideceğiz ama eğer gidemezsek çocuğumuzu sosyal hizmetlere verme ihtimalleri var. Bahar gibi bu durumda olan başka çocuklar da bulunuyor. Arabası, imkanı olmayanlar var. Yaşlılar var.” diye konuştu.

Bahar, sağdan üçüncü sırada.

Şakran Cezaevinde çekilen başka bir çocuk fotoğrafı. Bahar ortada 3. sırada.

ANNESİ MATEMATİK ÖĞRETMENİ

Matematik öğretmeni Pınar Güler (36) 28 Ekim 2016’da Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklandı. Bir mesai arkadaşı “Bu da onlardan” diye ihbar ettiği için 3,5 yıldır tutuklu. Azra (9) ve Bahar (5) olmak üzere iki kızı bulunan Pınar Güler, OHAL döneminde, 1 yıl çocuklarını hiç göremedi. İzmir Şakran Cezaevine geçince Bahar yanına gidip gelmeye başladı. Azra ise anneannesiyle birlikte yaşıyor.

Pınar Güler, kızları Bahar ile Azra (çizgili tişörtlüler) ve yeğenleri Esra ve Yavuz Selim ile birlikte, bir görüş gününde. Bahar sağ başta.

GERGERLİOĞLU FOTOĞRAFIN HİKAYESİNİ ANLATTI

Yeni infaz yasasına imza atan ve bu çocukların cezaevinde kalmasını onaylayan iktidara “Mahpus çocuklar. İçinize siniyor mu? Herkese soruyorum.!? Ciddi yemek sıkıntısı yaşadıklarını söyledi. 13 çocuğu bir koğuşta tutsak edip bir de yemek sıkntısı yaşatmak nasıl bir vicdan..!?” diye soran Ömer Faruk Gergerlioğlu, bu fotoğrafa nasıl ulaştığını bugün Çağlar Cilara’nın programında anlattı.

Fotoğrafı çocuklardan birinin amcası tarafından gönderildiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Bu fotoğrafı bana oradaki çocuklardan birinin yakını gönderdi ve çocuğun hikayesini de anlattı. Bu çocuk 8 aylık bebekken annesiyle cezaevine girmiş. 3 yıldır cezaevinde. Babası da aynı cezaevinde mahpus. Anne ile baba bu üç yıl boyunca bir açık görüş bile yapamamış. Anne, baba, çocuk bir araya gelememişler. Çocuk 2,5 yaşında ilk defa akrabalarının yanına gidebilmiş.” dedi.

8 AYLIKKEN HAPSE GİREN BİR BEBEK

2,5 yıl sonra ağaç, toprak, kum ve pek çok insan gören çocuğun dışarıdaki yaşadığı dramlara da dikkat çeken Gergerlioğlu, “Çocuk dışarıda ağaç, toprak, kum görünce korkmuş. Bir ay boyunca gece gündüz “anne anne” diye ağlamış. Bir çocuk ağaçtan korkar mı, kuştan korkar mı? Bunları hayatında hiç görmediği için korkuyor. Toprağa dokunamamış. Cezaevi ortamında çocuk beton ve demir dışında bir şey görmüyor. Ve sürekli cezaevi diliyle konuşmuş. Sayıma ne zaman çıkacağız, çikolata almak için memur amcaya yazdıracak mıyız, gibi hapishane jargonuyla konuşan bir çocuk var karşınızda. Annesi onu niye bıraktı diye günlerce ağlamış, sonunda ailesine biraz alışmış.” ifadelerini kullandı.

“ANNE SEN BENİ NİYE BIRAKTIN”

2 ay sonra annesine geri dönmek zorunda kalınca artık o özgürlüğü tadan çocuğun geri dönmek istemediğini vurgulayan Gergerlioğlu şöyle devam etti:

“Çocuk amcasının gömleğinin düğmelerini koparmış, cezaevine ağlayarak sızlayarak girmiş. Gerçekten çok dramatik görüntüler… Zorla anneye vermişler. İçeri girince de anneye sen niye beni bıraktın, ben seni çok özlemiştim, sana küstüm diye uzun süre annesine küsmüş. Çocuklar çok büyük travmalar yaşıyor. 16 kadın, 17 çocuğun kaldığı bir koğuş. Biraz daha sayı azaltılmış. 12 kadın, 13 çocuk kalıyor. Her bir çocuğun kendine göre sıkıntıları olduğunu söylediler, her bir çocuk psikolojik sorunlar yaşıyor. Anneler her gün ağlıyor. Çocuklar o cezaevlerini kaldıracak durumda değil.”

ADALET BAKANININ MAKAMINA GİDİP ANLATTIM, UMURLARINDA OLMADI

Kasım 2019’da açıklanan resmi rakamlara göre Türkiye cezaevlerinde 800’den fazla 0-6 yaş arasında bebek ve çocuk olduğunu söyleyen Gergerlioğlu, 2 yıldır defalarca soru önergeleri vererek anne-baba mahpuslukları Adalet Bakanlığına sorduğunu, bizzat Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün makamına giderek de konuştuğunu da ifade etti. 28 Şubat mağduru bir kadın ve başörtülü bir anne olarak AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in de hapisteki bebeklere ne kadar duyarsız kaldığını vurgulayan Gergerlioğlu, muhalefetin ise bu çocukların dramına siyasi kaygılarla, ayrımcı politikalarla yaklaşmaması gerektiğini ifade etti.

“ÇOCUKLAR İŞKENCE ÇEKİYOR”

Gergerlioğlu, “Hamile kadınlar uzun süre bu süreçte cezaevlerinde yaşadı. O çocuklar, o bebekler cezaevinde büyüdü. Bunları anlattığımız zaman iktidarın umurunda olmadığını görüyoruz. Makamında da anlattım. Bunlara bir çözüm bulunmasını söyledim. Düşünün o çocuklar kekeme oluyorlar. Çok hırçın oluyorlar. Bu çocuklar yarın öbür gün toplumda tehlikeli mayın olabilirler dedim. Hep vicdani hatırlatmalar yapıyorum ama umurlarında değil. Muhalefetin umurunda olması lazım. Bu çocuklar işkence çekiyor. Bakın işkence, başka bir kelime değil! Muhalefet bu sorunlara birtakım siyasi kaygılarla yaklaşırsa ayrımcı yaklaşırsa olmaz. Ben o koğuşların büyüklüğünü de gördüm. Ufacık yerler. Bir de salgın hastalık var, sosyal mesafe kesinlikle yok. Doğru dürüst yemek yok. Kabalık, salgın, sağlıklı beslenememe sorunuyla karşı karşıyalar.” diye konuştu.

Cezaevi yollarındaki bir anneannenin Ramazan Bayramı

 

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder