25 Nisan 2020 Cumartesi

Müebbet hapis verilen subay adayı Mesut Kara’nın savunması

Subay adayı Mesut Kara’nın müebbet almasına neden olan fotoğrafları, bilirkişi raporuyla çürütmesinin ardından şimdi de o karelerin çekildiği kamera görüntülerini yayınlıyoruz. Kara’nın savunmasında söyledikleri ise çok dikkat çekici…

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – 15 Temmuz’da Ankara Kara Harp Okulu’nda (KHO), SUTASAK (Subay Temel Askerlik ve Subaylık Anlayışı Kazandırma) öğrencisi olan Mesut Kara’ya tek fotoğraf karesi üzerinden müebbet hapis cezası verilmesini, o kareyi bilirkişi raporuyla çürütmesine rağmen cezasının onanmasını belgeleriyle yayınladık. Söz konusu fotoğraf, Genelkurmay Başkanlığı Kuzey Nizamiye girişindeki kamera kaydından çekilmişti.

Dünkü haberimizden sonra o kamera görüntülerine de ulaştık. Bugün kamera kayıtlarıyla birlikte Mesut Kara’nın Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde yaptığı savunmasını sunuyoruz. Kara, 10 sayfalık savunmasında o günün öncesinde ve sonrasında yaptıklarını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. İddianamedeki çelişkileri açıklıyor.

BALİSTİK İNCELEMELERİ TEMİZ ÇIKTI

1986 Yozgat Akdağ ilçesinde Mesut Kara, 2011’de jandarma astsubayı oldu. İstanbul, Bingöl, Şırnak, Adana’da görev yaptı. Subaylık sınavını kazanınca eğitimlere katılmak için 4 Nisan 2016’da kursiyer olarak Ankara Kara Harp Okulu’na gitti. O günlerde daha yeni evliydi, oğlu dünyaya geleli daha 57 gün olmuştu. 15 Temmuz’da saat 17.00’de çarşı izniyle okuldan çıkıp eşinin ve oğlunun yanına gitmişti. Saat 21.30’da okula döndü. Ertesi gün Afyon’a tatbikata gidilecekti. Eğitim amaçlı bir geziydi bu. Afyon Kocatepe cephesi görülecek, herkes hazırladığı ödevleri sunacaktı. Gidemediler. Saat 23.00 civarında öğrenciler ‘herkes silah başına’ emriyle irkildi. Koşuşturma ve şaşkınlık içinde silahlarını alıp içtima alanında toplandılar. Saat 2.30 sularında da “Burada tehlike altındasınız, sizi güvenli bölgeye götüreceğiz” bahanesiyle 5-10 dakika süren yolculuktan sonra Genelkurmay Başkanlığının bahçesine bırakıldılar.

O gece Genelkurmay Başkanlığının biri asker 35 kişinin şehit olmuştu. KHO’dan Genelkurmaya götürülen kursiyerler davasının balistik raporlarında öğrencilerdeki silahların öldürme ve yaralama olaylarında kullanılmadığı raporlandı. Buna rağmen 56 kursiyere müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Genelkurmay Başkanlığı bahçesindeki kamera kayıtlarına dayanarak Kara’nın karargah içerisinde silahlı olarak dolaştığı, elinde mühimmatla darbeye katıldığı iddia edilmiş ve başkasına ait olduğunu iddia ettiği bu örüntüler nedeniyle de müebbet almıştı. Kara savunmasında bu iddialara da cevap veriyor:

“Karargah içerisinde silahlı olarak dolaştığım iddia edilmişse de ne olay gecesi, ne de öncesinde hayatım boyunca karargah içerisine hiç girmedim. Karargahın bahçesine bile girmedim. Zaten böyle bir şey mümkün değil. Ayrıca başka bir kamera açısında da elimde mühimmatla gittiğim iddiası varsa da bu kesinlikle doğru değil. Çünkü zaten Deniz Kuvvetlerini gören yerde sabaha kadar durdum. Buradan ayrılmadım, bulunduğum yerden yer değiştirmek suretiyle de darbenin başarılı olması için çalıştığım iddiası vardır. Yani nasıl bir yer değiştirmeyle ve hangi şekilde darbenin başarısına yönelik bir davranışım vardır? Ortada hangi düzenli fiil ile darbeye destek verdiğine dair ikna edici bir delil mevcut değildir… Söz konusu hainlik girişimi akşam saatlerinde başlamış ve gece yarısı olmadan komutanlarımızı derdest ederek götürmüşler, biz oraya gittiğimizde hiçbir hareketlilik yoktu. Sivil halk yoktu. Olaylar burada son bulmuş ve etraf sakindi. Bu halde ben kime karşı nasıl bir darbe fiiline iştirak etmiş olabilirim. ”

Genelkurmay Başkanlığı Kuzey Nizamiyesine ait bu görüntüde, birlikte yürüyen üç asker arasında ortadakinin Mesut Kara olduğu iddia ediliyor.

SABAHA KADAR DENİZ KUVVETLERİ TARAFINDAYDIM

O gece Deniz Kuvvetleri tarafında olduğunu ifade eden Kara, saat 07.30 gibi bahçenin içinden Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından çıktıklarını ve o sırada polislerin orada kendilerini beklediğini, elinde kamerası olan bir polisin de kendilerini kayda aldığını belirtiyor ve mahkemeye de bu kayıtların incelenebileceğini söylüyor. Ama mahkeme tarafından bu incelemelerin hiçbiri yapılmadı.

SUTASAK öğrencilerinin, Genelkurmay Başkanlığının bahçesinde, Türkiye İstatistik Kurumu tarafındaki tel örgülerden atlayıp polise sığındığı an… Merdiven getiren askere yardım eden kişinin Mesut Kara olduğu iddia edilmişti. Dün yayınladığımız bilirkişi raporuna göre o da müebbet hapis cezasına çarptırılan öğrencilerden E.Ü… Mesut Kara, parmaklıklardan kaçıp polise sığınacağı esnada kışla içerisinden gelen bir rütbeli tüfeği doğrultarak çıkanı vuracağını söylüyor, küfürler savuruyor: Siz giderseniz kim savunacak devleti lan şerefsizler…” gibi tehditlerde bulunuyor. Ancak Kara, parmaklıklardan atlayıp TÜİK binasının önünde toplanan askeri öğrencilerin arasına katılıyor.

Bu sırada gerek halk, gerek polisler, kursiyerleri tebrik ediyor, alkışlıyor, telefonlarla video ve fotoğraf çekiyor, bazı polisler de kursiyerlere sarılarak “Geçmiş olsun, siz kahramansınız” diyor. Bu olaylar havuz gazetelerinden Akşam’a da “Hainlerden askeri öğrencilere kahpe emir” başlığıyla yansıyor.

YAPILAN İŞKENCELER

Polise sığınan tüm kursiyerler daha sonra emniyet teşkilatının hazırladığı belediye araçlarıyla polis akademisine götürülüyor. Burada ilk etapta polisler kendilerinin “misafirleri” olduklarını söylüyor, yemeklerini kursiyerlerle paylaşıyor. Ne var ki, birkaç gün sonra TEM yaka kartları taşıyan fakat gerçekten polis olup olmadıkları bilinmeyen bir grup gelip “Bu fetöcü piçleri niye besliyorsunuz lan…” ve benzer şekilde polislere küfrederek tüm öğrencilerin spor salonunda çıplak şekilde soyulmasını istiyor. Ardından elleri arkadan kelepçelenen öğrencilere “Annelerinizle, bacılarınızla, karılarınızla biz yatacağız geceleri şerefsizler…” gibi hakaret ve küfürler ediliyor. Tuvalete döve döve ve çıplak halde, arkadan kelepçeli şekilde götürülüyor. Fiziki işkence ediliyor. Aç bırakılıyor, havadan köpeklere atar gibi kuru ekmek parçaları atılıyor. Temmuz’un sıcağında 1 gün için 350 milimlik suyu 5 kişi paylaşacak şekilde susuz bırakılıyor. Bunlar, psikolojik ve fiziki işkencenin yalnızca bir kısmı. İşkence sonraki safhalarda Sincan Cezaevi’nde de devam ediyor. Mahkemelerde anlatılan bütün bu işkenceler dikkate alınmadı.

“KARARGAHI ÖZEL KUVVETLER PERSONELİ GASP EDİYOR”

Kara, iddianamedeki çelişkilerinden birini şöyle açıklıyor: Sicil halkı katletmek üzere görevlendirildiğimiz iddia edilmesine rağmen yeterli mühimmat temin edilemediği, tedarik edilenlerin de eldeki tüfeklere uygun olmadığı, bu yüzden kullanılmadığı bu sebeple de katliam yapamadığımız iddia ediliyor. Askerlik vazifesi yapan herkes bilir ki öyle boş silahla göreve gitme diye bir şey olmaz. Ayrıca darbe girişim 20.30’da başlıyor. Karargahı özel kuvvetler personeli gasp ediyor. Zırhlı araçlar geliyor. Fakat yeterince bunlar başarılı olamıyorlar. Sonuç olarak SUTASAK’tan yani bizden yardım bekleniyor. Gidip katliam yaparım diye tahayyül bile herhalde izahtan varesta bir durum. Hem sivil halkın katli gibi canavarca bir görevlendirme yapılacak olması mümkün değildir. Ayrıca darbe yanlısı komutanlar okulu gasp etmiş ve her imkana ulaşma durumları var iken üstelik çoğu itibariyle okulda görevli personeli iken orada bulunduğumuz 3-4 saat gibi uzun bir zaman zarfında böyle bir görevlendirme yaptıkları ve yapacakları kursiyer mermi temin edememiş olmaları ne derece akla ve mantığa uygun bir iddiadır. Yalnızca buradaki çelişki bile benim ve bizim oraya irademiz dışında götürüldüğümüz ve önceden bir görevlendirme yapılmadığını göstermesi açısından yeterli bir kanıttır.”

164 KİŞİ YARGILANDI

15 Temmuz’da KHO’dan Genelkurmay’a götürülen öğrenciler davasında 164 kişi yargılandı. Bunların 156’sı kursiyer, 8’i rütbeli askerdi. İki yıl süren yargılamalar sonucunda 7 Şubat 2018’de 100 kursiyer beraat etti, 56 kursiyer müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mesut Kara başkasına ait fotoğraftan müebbet alan tek kursiyer. 8 rütbeli askerden 4’üne ağırlaştırılmış müebbet, 4’üne ise müebbet verildi.

Beraat edenler arasında bulunan 6 kişi görevlerine, astsubay olarak iade edildi. Bunların üçü tutuklu oldukları süre boyunca görevinden uzaklaştırılmıştı. Beraat ettikten bir yıl içinde görevlerine iade edildiler. Diğer 3 subay ihraç edilmişti. Müebbet alanların dosyalarını Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2 Aralık 2019’da onaylandı. Beraat eden 100 kişinin dosyası ise İstinaf Mahkemesinde.

“Kimseye ateş etmedim, öldürmedim, yaralamadım” diyen Mesut Kara’nın savunmasının tamamı.

 

 

Bilirkişi raporuna rağmen müebbet hapis cezası verilen subay adayı

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder