21 Nisan 2020 Salı

İbrahim Kaboğlu: “Kapağında infaz yazsa da af çıkarıldı! AYM 1999 kararını vermeli”

CHP’nin infaz yasasıyla ilgili AYM başvurusunu hazırlayan isimlerden Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, infaz değişikliğinin 1999’daki gibi af niteliğinde olduğunu belirtti. “AYM’nin 1999 yılında aldığı bir karar var. Yeniden böyle bir karar verilmesi gerekiyor” dedi.

BOLD – CHP İstanbul Milletvekili Kaboğlu, “AYM’nin, ‘Ben buna bakmayacağım’ demesi mümkün değil. AYM, tıpkı eskiden olduğu gibi kanunun başlığına değil içeriğine bakması gerekiyor. 360 oyla kabul şartı aranmalı. Şekli itirazımız kabul görürse AYM 6 ay süre verecek ve ‘Bunu yeniden ele alın’ diyecek” ifadelerini kullandı. Anayasa Profesörü Kaboğlu’nun da aralarında bulunduğu birçok hukukçu milletvekili CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne açacağı iptal davasının hazırlığını yürütüyor. Alınan bilgilere göre CHP başvurusunda, düzenlemenin tıpkı 1999 yılında olduğu gibi af niteliğinde olduğu vurgulayacak ve Meclis üye tam sayısının beşte üçü olan 360 oydan daha az oyla kabul edilemeyeceği savunacak.

KAPAĞINDA İNFAZ YAZSA DA YASA AF NİTELİĞİNDE

Birgün’e konuşan CHP’li Kaboğlu, “AYM’nin 1999 yılında aldığı bir karar var. O kararda, düzenlemenin kapağında ‘infaz’ yazsa da af niteliğinde olduğu vurgulanıyor. Yeniden böyle bir karar verilmesi gerekiyor” dedi. AKP’nin AYM’nin 2007 yılında iptal ettiği bir düzenlemeyi aynen kanuna eklediğini, bunun bile başlı başına bir iptal nedeni olduğunu ifade eden Kaboğlu, şunları söyledi:

AKP, kabul edilemez bir metni karşımıza çıkardı. Bilindiği gibi mahkemeden itirazla gelen dosyaları Yargıtay hakimleri karara bağlar. Düzenleme, bu yetkiyi başsavcı ile paylaştırıyor. Oysa böyle bir şey mümkün olamaz. AYM’nin, ‘Ben buna bakmayacağım’ demesi mümkün değil. AYM, tıpkı eskiden olduğu gibi kanunun başlığına değil içeriğine bakması gerekiyor. 360 oyla kabul şartı aranmalı. Şekli itirazımız kabul görürse AYM altı ay süre verecek ve ‘Bunu yeniden ele alın’ diyecek.

AYRIMCILIK YAPILMIŞTIR

Tutuklu ve hükümlü ayrımı yapılmaması, ana çelişkidir. Gerçek suçlular, siyasi suçlular arasında ayrımcılık yapılmıştır. Terör suçları tümden kapsam dışı tutulmakla, Anayasa ihlal edilmiştir. Teklif, her zaman, her yerde ve herkes için suç oluşturan yağma, hırsızlık, kasten yaralama gibi suçlar ile örgüt kurmak ve yönetmek gibi suçların infazına indirim getirirken şiddet unsuru olmayan veya düşünce özgürlüğü ihlali niteliğindeki suçları kapsam dışı tutuyor.

PERDELEME GİRİŞİMİ

Mesleki faaliyetleri nedeniyle gazeteciler tutuklanıyorken onları hapis ortamında tutmaya devam edecek hiçbir düzenleme meşru olmaz. Temelde adil yargılanma hakkının ihlali nedenine bağlı sorunları gidermeyen bu ve benzeri öneriler, belli siyasi gruplara yakın suç örgütlerine yönelik infaz indirimlerini perdeleme girişiminden öteye gidemez.

EĞRETİ ÇÖZÜMLER

Devletin bireylerin yaşamını koruma yükümlülüğü, en üst eşikte mahpuslara karşı olan yükümlülüğüdür. Bu nedenle, Anayasa’ya aykırı ve ayrımcı düzenleme ile bağlantılı ölümlerden sorumluluk ilkesi, sadece yürütme değil, yasama ve yargı organları için de geçerlidir. Kuşkusuz, ceza indirimi veya af, eğreti çözümler olup, asıl hedef adil yargılanma hakkı ekseninde kapsamlı bir yargı reformu olmalı. Bu vesile ile adil yargılanma hakkının yedi ana ilkesi vurgulanmalı. Bunun için öncelikli olarak, Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı gereği, yürütme, yasama ve yargı organları, adil yargılanma hakkının temel güvenceleri olan Anayasal hükümlere kesinlikle saygı göstermelidir.

İnfaz hakimliğiyle siyasi tutuklular için tablo ağırlaşacak

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder