Dernek ve vakıflara kayyum atanmasına yönelik kanuna tepki gösteren dernek ve vakıf yöneticileri, bu kararının 20 Temmuz darbesinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Kararla diktatörlüğe bir adım daha yaklaşıldığını belirten vakıf yöneticileri, buna hep birlikte karşı koyacaklarını kaydetti.
BOLD – Derneklere kayyum atamanın önünü açan kanun, muhalefetin tepkisine rağmen Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Hakkında terör soruşturması başlatılan dernek ve vakıfların yöneticileri görevden alınarak yerlerine kayyum atanabilecek.
GİZLİ AMAÇ DERNEKLERE KAYYUM ATAMAK
Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan’a konuşan Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) Yöneticisi avukat Ezgi Güngördü, kanunun “Terörizme finansmanın engellenmesi” yönünde çıktığını ancak gerçeğin bu olmadığına dikkat çekti. Kanunun gizli bir amacının olduğuna dikkati çeken Gürgördü, “En önemli husus kayyum atama durumu olarak duruyor. İkinci husus ise risk grubunda yer alan dernek ve vakıflara yönelik denetim mekanizmasının işleyişi olacak” dedi.
DERNEK KURMAK DAHA DA ZORLAŞACAK
Bugüne kadar zaten dernek, vakıf ve meslek odalarının sürekli terörize edildiğini vurgulayan Güngördü, kanunla sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerinin tamamen durdurulmak istendiğini belirtti. Bu durumun hukukla da bağdaşmadığına işaret eden Güngördü, “Anayasada dernek kurma özgürlüğünün temeline bir müdahale var. Zaten belirli zorluklar yaşanıyordu dernek, vakfı oluşturma noktasında. Bununla birlikte daha da zorlaşacak. Dernek kurma, faaliyette bulunma, ifade, siyaset yapma ve sosyal faaliyete bulunma özgürlüğü bunların hepsinin ihlaline dönük bir kanun” dedi.
KARARLA DEMOKRASİDEN UZAKLAŞILDI
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ise kanunla sivil toplum örgütlerinin susturulmak istendiğini söyledi. Bu kararla demokrasiden uzaklaşıldığını hatırlatan Yoleri, kanunla iktidarın yönünün nereye doğru olduğuna dair veri sunulduğuna dikkati çekti. Bu faaliyetlerin ancak bir diktatörlük rejiminde görülebileceğinin altını çizen Yoleri, “Kendi sözünün üstene söz, eyleminin üstüne eylem istemiyor. Tek ses, sadece kendi sesini dayatıyor. Bunun dışında hiçbir sesi kabul etmiyor” dedi.
20 TEMMUZ DARBESİNİN YENİ BİR ADIMI
Durumun demokrasilerde görülmediğini, diktatörlüklerde bu tür durumların söz konusu olduğuna dikkat çeken Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu Başkanı Abdulhakim Daş da kayyum atama dışında dernek ve vakıfları işlevsiz kılmak için de ciddi para cezalarını da olduğunu kaydetti. 15 Temmuz’un ardından yeni bir darbenin yapıldığını ve bu kanunun da bu darbenin bir sonucu olduğunu ifade eden Daş, “Her şey adım adım ilerledi. Yarın öbür gün ne çıkacağını artık kestiremiyorum. Halkın bir arada olduğu, birlikte mücadeleyi ördüğü her yere saldırıp boğuyorlar” dedi.
BAŞKA ŞEYLER İÇİN DE KANUN ÇIKARABİLİRLER
Kanunun temel amacının muhalif dernek ve vakıfların yanı sıra özellikle Kürtlerin haklarını savunan ve bu bağlamda çalışmalar sürdüren sivil toplum örgütlerini kapatma ve işlevsiz bırakmak olduğunu ifade eden Kürt Araştırmalar Derneği Eşbaşkanı Eyüp Subaşı, “Kendilerine muhalif gördükleri dernek ve vakıfların hiçbir yerde nefes almasına istemiyorlar. Bu kayyum atamayı Kürt belediyeleriyle başladı. Şimdi de dernek, vakıf ve sivil çalışmalar yürüten kurumlar hedefte. Yarın da başka şeyler için de aynı şekilde kanunlar çıkarabilirler” dedi.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder