Emine Erdoğan’ın katılımıyla 10 yıl önce imzalanan İstanbul Sözleşmesi, iki gün sonra Türkiye tarafından feshedilecek. Kararın iptali için üç aydır Danıştay’a defalarca başvuru yapan kadın örgütleri, hukuksuz olan kararı protesto etmek için 1 Temmuz’da eylemlere başlayacak.
BOLD – 11 Mayıs 2012’de Emine Erdoğan’ın da katıldığı törende imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla 1 Temmuz’da çıkılacak. Kararın durdurulması için 20 Mart’tan bu yana Danıştay’a birçok kez başvuru yapıldı. Ancak bugüne kadar bir sonuç çıkmadı.
Bütün kadın örgütleri, hukuksuz bir şekilde alınan bu kararın durdurulması için Türkiye’nin her yerinde eylemler yapıyor. İzmir’de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı başlatılan nöbet eylemi 10 haftadır devam ediyor.
Türkiye İşçi Partisi’nin kadın üyeleri bugün Eskişehir’deki pazarlarda broşür dağıttı. www.change.org’da başlatılan imza kampanyasını da bugüne kadar 1 milyon kişi imzaladı. Muhalefet partilerinin kadın milletvekilleri de kararın durdurulması için Danıştay’a çağrıda bulundu. Karar eğer 1 Temmuz’da Danıştay tarafından durdurulmazsa bu eylemler daha geniş çaplı gerçekleştirilecek.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDEN ÖNEMLİ?
“İstanbul Sözleşmesi’nin erken ve çocuk yaşta evlilikleri önlemek, ısrarlı takibi suç olarak düzenlemek, kadına şiddet olaylarının kamu davası olması, kadınların eğitim hakkının engellenmemesi gibi hükümleri var.
Daha dört gün önce Aksaray’da sokak ortasında bir kadın boşandığı eşi tarafından öldürüldü. Eşref Akoda, işe gitmek için evden çıkan eşi Yemen Akoda’yı sokakta silahla vurdu. Annesinin kanlar içindeki bedenini gören kızı “50 kere şikayet ettik, 50 kere” diye feryat etti. Kaç kere savcılığa şikayette bulunduklarını söyleyen kızı, savcının kendilerine ‘size bir şey yapmadan işlem yapamam’ dediğini Twitter hesabından paylaştı.
İstanbul Sözleşmesi’nin en önemli maddelerinden biri, ısrarlı takip yapan kişiye caydırıcı cezaların verilmesi yönünde. Mevcut kanunlarla boşandığı kadını rahatsız eden, takip eden eski eşe karşı bir şey yapılamıyor. Bu nedenle kadın örgütleri “50 kere söyledik, vazgeçmeyeceğiz” diyerek kararlı bir şekilde sözleşmeye sahip çıkıyor.
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olmuştu. Cumhurbaşkanlığı çekilme kararını duyurmasının ardından nisan ayında, sözleşmenin 1 Temmuz 2021’de sona ereceğine ilişkin karar Resmî Gazete’de yayımlandı. Danıştay’ın 1 Temmuz’a kadar yürütmeyi durdurma kararı vermesi halinde sözleşmeden çekilme kararı duracak.
ÇIKILMASI NEDEN HUKUKA AYKIRI?
Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılacak olması aslında hukuka aykırı. 29 Kasım 2011 tarihli 6251 Sayılı Kanun’un yani Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’un 1 Temmuz’dan sonra da yürürlükte olacak. Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan (EŞİK) Hülya Gülbahar’ın verdiği bilgiye göre bu kanun yürürlükte olduğu sürece İstanbul Sözleşmesi de yürürlükte olacak. Hukuken yok hükmünde bir kararın söz konusu olduğu belirtiliyor.
İstanbul Sözleşmesi’ne iktidar partisi taraftarları özellikle karşı çıkıyor. Kimi ‘Türkiye’nin iç hukuk mevzuatı yeterli, böyle bir sözleşmeye gerek yok’ diye düşünüyor. Kimi de LGBT’li bireylerin de haklarını koruyan sözleşmenin toplumun yapısını bozacağını iddia ediyor. Felsefesi kadın-erkek eşitliğine dayanan sözleşmenin amacı ise toplumda şiddet gören, öldürülen herkesin hakkını, hukukunu ayrım yapmadan gözetmek.
“50 kere söyledik: İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz” yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder