İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önerdiği yeni anayasa ile bir sultanlık rejimi kurmak istediğini söyledi.
BOLD – AKP’nin 1921 Anayasası’na atıf yaparak yeni bir anayasa yapma söylemlerinin gerçekçi olmadığını vurgulayan İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 1982 Darbe Anayasası’nı değiştirme sözü verdiğini hatırlatıyor. Mezopotamya Ajansından Ferhat Çelik’in haberine göre Kazan, AKP hükumetinin geride kalan yıllar içerisinde tersi yönde yaptığı değişikliklerle bu anayasayı daha katı bir hale getirdiğini düşünüyor. Kazan, siyaseten sıkışma yaşadığı dönemlerde ‘yeni anayasa’ tartışmalarını ısıtan iktidarın, bugün bir kez daha bu gündeme sarıldığını anlatıyor.
BUNU CİDDİYE ALMAMAK GEREK
İktidarın yeni anayasa söylemlerini değerlendiren İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, bu söylemleri ciddiye almamak gerektiğini vurguladı. AKP’nin anayasa ile ilgili çağrısına yeni bir anayasa yapım süreci gibi yaklaşmanın yanlış olacağını dile getiren Kazan, Cumhur ittifakının mevcut anayasaya bile bağlılığının olmadığını ifade etti. Bu nedenle yeni anayasa yapma arayışlarını ciddiye almamak gerektiğini söyleyen Kazan, “Var olan anayasayı bile uygulamayanların yeni anayasadan söz etmesi gerçekçi değil. O yüzden onların kafasında ne var kestirebilmek mümkün değil. Bu çağrıyı da ciddiye almak için ortada herhangi bir şey yok” dedi. Kazan, toplum nezdinde yeni bir anayasa yapılma heyecanı ve düşüncesinden çok, bundan kaygı duyacak birçok yaklaşımın olduğunu da kaydetti.
YENİ BİR CUMHURİYET
Kazan, “Yeni bir anayasa ile yeni bir cumhuriyet yaratacaklarını söylüyorlar. Zaten kendileri dışında olan tüm kesimleri ‘terörist’ ya da ‘düşman’ olarak görüyorlar. Bundan dolayı mutabakata ya da büyük bir toplumsal uzlaşıya dayalı bir anayasa yapmaya çalıştıklarını, çalışacaklarını hiç kimse düşünmüyor” diye konuştu. İktidarın işaret ettiği 1921 Anayasasının milli mücadelenin, Meclis’in tek kuvvet olduğu bir anayasa olduğunu dile getiren Kazan, “Milli mücadeleyi Meclis’in yürütmesi gerektiği düşünülmüştür. Fakat bugünkü siyasal iktidar 2017 referandumuyla birlikte Meclis’i kapatmıştır. Meclis var mıdır, yok mudur, varsa ne işe yaramaktadır? Kimse bu soruları cevaplayamaz. İktidar 1921 Anayasa’sı türküsünü söylüyor ama burada milli mücadeleyi yürütmek için oluşmuş bir Meclis var. Burada Meclis tek güçtür. Ama siz tek insanın her şeye hakim olduğu bir anayasa yarattınız. Siz onu tahkim etmek istiyorsunuz. Yani tam bir sultanlık rejimi kurmak istiyorsunuz. Dolayısıyla 1921 Anayasası’nın anlayışıyla bir bağınız yok” ifadelerini kullandı.
1921 ANAYASASI ÇOK KUTSAL
1921 Anayasası’nın 23 madde ve bir ayrık maddeden oluşan çok kısa bir anayasa olduğunu hatırlatan Kazan, bunun çok kutsal bir anayasa olduğunu vurguladı. 1921 Anayasası’nda temel gücün Meclis’in olmasının yanında yerel yönetimlere de özerklik verildiğinin altını çizen Kazan, şunları ekledi: “Ama siz yerel yöneticileri görevden alıp yerlerine kayyım atayan bir anlayışın saikleriniz. O yüzden 1921 Anayasası’nın türküsüyle nasıl yola çıkmış olabilirsiniz? Grup başkanvekilinizin diliyle kafanızdaki cumhuriyeti kurmak istiyorsunuz. Kafanızdaki cumhuriyet tam sultanlık rejimidir. Onun için kabul etmemiz mümkün değildir. İlle de bir anayasa yapılacaksa Cemil Çiçek’in Meclis Başkanı olduğu dönemde bütün partilerin üzerinde uzlaştığı maddeler paketinden başlayın. Ama böyle bir arayışınız yoktur.”
KENAN EVREN FALAN KALMADI
Yeni anayasa yapılacaksa, bunun geniş bir uzlaşma temelinde hazırlanması gerektiğini vurgulayan Kazan, bugünkü durumu ise şöyle özetledi: “12 Eylül ya da Kenan Evren anayasasını değiştirelim gibisinden uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasa yapıyorum yalanı ile karşı karşıyayız. Zaten bu anayasada temel haklar ortadan kaldırılmıştır. O yüzden bu anayasada Kenan Evren izi falan da kalmamıştır. Kenan Evren anayasasında hiç değilse üniversitelerdeki akademik özerklik düzenlemesi vardı. Ama siz o Kenan Evren’in yaptığı anayasadaki o akademik özerkliği bile takmıyorsunuz.”
BUGÜN YARGININ NE BAĞIMSIZLIĞI NE KALİTESİ VAR
Kazan, bir anayasanın iyi olması için ise uzun ve kısalığından çok o anayasada temel hak ve özgürlüklerin nasıl yer aldığının önemli olduğunun altını çizdi. Bugünkü anayasada temel hak ve özgürlüklerin olabildiğince iyi yazıldığını savunan Kazan, “Yani toplantı ve gösteri hakkı başka nasıl yazılır ki? Şimdi siz toplantı ve gösteri hakkınızı kullanabiliyor musunuz? Kim kullanıyor, nasıl kullanıyor ve kullandığında nelerle karşı karşıya kalıyor sorularının cevabı ortadadır. Niye böyle oluyor? Çünkü yargınız yok. Yargı tek adama teslim edilmiş. Yargıyı önce tarikata teslim ettiniz sonra tek adama. Yasalarınız bu koşullarda kısa olsa ne olur, uzun olsa ne olur? Öyle bir yargı oluşturacaksınız ki hem bağımsız hem de kaliteli olacak. Bugün yargının ne bağımsızlığı ne de kalitesi var” diye konuştu.
Yeni anayasada hakim ve savcılar, Anayasa Mahkemesi, RTÜK ve Basın İlan Kurumu ile ilgili maddeleri yeniden yazmak gerektiğini belirten Kazan, bunların da yine uzlaşılarak yapılması gerektiğini kaydetti. İktidara “Buna var mısınız?” diye soran Kazan, “Bu siyasal iktidar bu söylediğim 4 ana konuda zaten her şeyi kendisine bağlamıştır. Dolayısıyla ne ifade özgürlüğünüzü kullanabilirsiniz ne de gazetecilik yapabilirsiniz ne de başka bir şey” dedi.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder