17 Şubat 2021 Çarşamba

AKP iktidarının kabusu Halkbank davası gün sayıyor

ABD’nin İran ambargolarını delmekle suçlanan Türk kamu görevlileri ve siyasilerin yargılandığı Halkbank davası 3 Mayıs’ta yeniden başlıyor. Yıllardır Türkiye’nin gündeminde olan davada Halkbank ve şüpheliler neyle suçlanıyor? İşte jürili seri duruşmaların başlayacağı Halkbank davası iddianamesinin detayları…

BOLD – Türkiye’yi yangın yerine çeviren 17/25 Aralık Yolsuzluk operasyonuyla bazı bakan çocukları ve kamu görevlilerinin evlerindeki ayakkabı kutularında gizlenen milyonlarca dolar ele geçirildi. Kamuoyu bu dolarların aslında basit bir rüşvet alış veriş olmadığını yıllar sonra ABD’de açılan ve Reza Zarrab’ın tanık olduğu dava ile öğrendi.

ABD AMBARGOSUNU DELME SUÇU

Şüpheliler, Türk siyasetçileriyle Halkbank’ı ve yöneticilerini de kullanarak ABD’nin ‘Ulusal Güvenlik Kontrolleri’ adı altında İran’a uyguladığı ambargoyu delmekle suçlanıyor.

İddialara göre, Halkbank, yöneticileri, çalışanları ve suç ortaklarıyla beraber direkt ve dolaylı yollarla, İran’da, Türkiye’de, Birleşik Arap Emirlikleri’nde ve dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan paravan şirketler ve para servisi hizmetleri sağlayan kuruluşlar aracılığıyla, İran’ın ABD finansal sistemine erişimini sağladı. Banka İran’ın petrolden ve doğalgazdan kazandığı paraları ABD kanunlarına aykırı şekilde kullanmak ve İran’a uygulanan altın ticareti sınırlandırmalarını hiçe saymakla da suçlanıyor.

Davaya ilişkin düzenlenen iddianamede Halkbank’ın, bilerek, isteyerek, bütün bu illegal düzenin kuruluşunda, tasarlamasında ve uygulanmasında rol aldığı, ABD finansal ve denetim kurumlarına yalan söylediği yer alıyor.

Yine ABD’li savcıların hazırladığı iddianameye göre, hem İran devletinden hem de Türkiye’den üst kademede yer alan devlet görevlileri bu suçların işlenmesine izin verdiği, milyonlarca dolar rüşvet aldıkları ve kurulan bu illegal düzeni koruduklarına yönelik suçlamalar bulunuyor.

İRAN’LA ALTIN TİCARETİ

ABD’de yaşayan politik analist Yusuf Can, iddianamede Türkiye’ye yöneltilen suçları şöyle sıraladı: “İran’ın Türkiye’de sattığı petrol ve gaz, Türkiye’de Halkbank’ta İran Merkez Bankası ve İran Ulusal Petrol ve Gaz şirketleri adına açılan hesaplarda tutuldu. Burada tutulan paralar ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları ihlal etmek suretiyle, İran devletine fayda sağlayacak şekilde, yasadışı altın ticaretinde ve ambargoyu yasal yollarla aşmak için yalan belgelerle gıda ve ilaç ticareti yapıldı. Bu yolla İran devletine 20 milyar dolar aktarıldı.

Halkbank, Türkiye’de ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan paravan şirketler aracılığıyla İran’ın petrol ve gazdan kazandığı paraları tutacak bir havuz oluşturuldu. Bu kara paraların temizlenmesi için de illegal bir şekilde ABD finans piyasasında işlem görmesi sağlandı.

ŞEBEKE NASIL ÇALIŞTI

İddianameye göre, bu illegal yapının Türkiye ayağını oluşturanların izlediğini yol ise şöyle: İran’ın milyarlarca dolarının Halkbank’ta olduğunu bilen Reza Zarrab, Halkbank CEO’su Süleyman Aslan’a bu paraları paravan şirketler aracılığıyla Dubai üzerinden İran’a aktarmayı teklif ediyor.

Teklife şüpheyle bakan Aslan’ı ise dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ikna ediyor. 2011’de İran’a satılan altın 55 milyon dolarken, bu miktar 2012’de 6,5 milyar dolara çıkıyor. 2011’de Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılan altın miktarı 280 milyon dolarken, bu miktar 2012’de 4,6 milyar dolara çıkıyor.

17 Aralık soruşturmasından dönemin Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan gözaltına alınmıştı.

HAKAN ATİLLA’DAN GARANTİ

Altın ticaretinin hacmi ABD’nin dikkatini çekti. ABD’nin görüştüğü Halkbank yöneticisi, daha sonra bu dava yüzünden ABD’de hapis yatacak olan, Hakan Atilla ABD’li yetkililere illegal bir alışveriş olmadığı konusunda garanti verdi.

2013 yılında Zarrab ile görüşen Süleyman Aslan artık altın ticareti yerine sahte belgeyle gıda ve ilaç ticaretinin kullanacaklarını söyledi. Bu taktij değişikliğinin detaylarını görüşmek için Zarrab, Aslan ve Çağlayan İstanbul’da sık sık bir araya geldi. Aynı yıl Temmuz ayında ABD İran’a altın ticaretini de yasakladı.

ASLAN VE ÇAĞLAYAN NE KADAR RÜŞVET ALDILAR

İddianamede Zafer Çağlayan’ın Reza Zarrab’tan 70 milyon dolar rüşvet ve kıymetli eşyalar aldığı, Süleyman Aslan’ın da 8,5 milyon dolar rüşvet aldığı bilgisi de yer alıyor.

Davanın Hakimi Richard Berman, 2 Temmuz 2020 tarihinde aldığı kararla Halkbank davası jüri seçiminin 23 Şubat 2021 tarihinde yapılmasına, jürili seri duruşmaların da 1 Mart 2021 tarihinde başlamasına hükmetti. Hakim Berman, seri duruşmaların başlangıç tarihin daha sonra 3 Mayıs’a ertelediğini açıkladı.

Halkbank’ın ‘mağdur’ davası ABD’den Türkiye’ye taşınıyor

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder