18 Şubat 2021 Perşembe

Muhaliflere yönelik artan adam kaçırma vakaları devlet politikası mı?

15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL’de 33 kişi kaçırıldı. Kaçırılan kişilerden bazıları bir anda polis merkezinde ortaya çıkarken, 2 kişiden ise hala haber alınamıyor. Bugün kimliği belirsiz kişilerce zorla alıkonulan ve serbest bırakılan 3 TİP’li öğrenci sonrası muhaliflerin korkulu rüyası olan ‘adam kaçırma’ yeniden gündeme geldi. İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, kaçırılmalara ilişkin uluslararası sözleşmeleri imzalamaya yanaşmayan devletin sorumluluktan kaçtığını söylüyor.

BOLD – Ankara’da Türkiye İşçi Partili 3 üniversite öğrencisi polis olduklarını söyleyen kişiler tarafından GBT sorgusu bahanesiyle bindirildikleri araçlarla kaçırıldı. Öğrencilerden Ali Ayduğan darp edildikten sonra Gölbaşı’nda bir araziye bırakılırken, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi Uğurcan Baynal Pursaklar ilçesine, Sena Bademli ise Sincan’a bırakıldı.

90’lı yılların rutini adam kaçırma uygulaması 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL’le yeniden başladı. OHAL döneminde 33 kişi kaçırılırken, bunlardan 7’si 2019 yılında kaçırıldı. Milletvekillerinin girişimleriyle kaçırılanlara ait, ortaya çıkarılan HTS ve MOBESE kayıtlarına rağmen savcılık dosyalarla pek ilgilenmedi.

4’Ü AYNI ANDA EMNİYETTE ORTAYA ÇIKTI

2019’un Temmuz ayında Salim Zeybek, Erkan Irmak, Yasin Ugan ve Özgür Kaya bir anda Emniyette ortaya çıktı. Aynı yıl ortadan kaybolan 7 kişiden 4’nün Ankara Emniyet Müdürlüğünde gözaltında olduğu aileleri tarafından sosyal medyada duyuruldu. Yusuf Bilge Tunç, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’den henüz bir haber yoktu.

MANTIĞA OTURTAMIYORUM

Mustafa Yılmaz da, kaçırıldıktan 9 ay sonra, Ekim 2019’da Emniyette ortaya çıktı. Fizyoterapist olan Mustafa Yılmaz eşine, özellikle avukat istemediğini iletti. Mustafa Yılmaz’ın eşi Sümeyye Yılmaz o anları şöyle anlattı: “Sevdiğiniz birinden 245 gün haber alamıyorsunuz ve birden ortaya çıkıyor. Hiçbir şekilde bir mantığa oturtamıyorum. Umudumuzu kaybetmek üzereyken ulaşabildik.”

İŞKENCE TACİZ TEHDİT

6 Kasım 2019’da yine Emniyette ortaya çıkan Gökhan Türkmen, tutuklu yargılandığı davada kaçırıldığı dönemde ağır tehdit, işkence ve taciz altında kaldığını anlattı.

GÜNEŞ GÖRMEYEN TENLERİ BEMBEYAZDI

Bulunduklarında polis merkezine giderek mağdurlarla görüşen HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu izlenimlerini şu sözlerle anlattı: “25-30 kilo zayıfladıkları, tenlerinin anlaşılan güneş görmemekten bembeyaz olduğu ve son derece önemli bir değişim geçirdikleri ortadaydı”

570 GÜNDÜR KAYIP

6 Ağustos 2019 tarihinden beri kayıp olan Yusuf Bilge Tunç ise diğer 6 kişi kadar şanslı değil. Baba Mustafa Tunç, 570 gündür kayıp olan oğluyla ilgili dosyaya iş yoğunluğu bahanesiyle savcının bakmadığını belirterek: “2019’u ve 2020’yi biz karanlık dönem olarak görüyoruz. 2021 inşallah gerek bizim için gerekse bizim gibi olanlar için aydınlık bir yıl olur” dedi.

KÜÇÜKÖZYİĞİT’TEN HABER ALINAMIYOR

29 Aralık 2020’de kaçırılan eski Başbakanlık raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten ise henüz herhangi bir haber alınamadı. Küçüközyiğit’in kızı Nursena Küçüközyiğit’in emniyet ve yargıya yaptığı müracaatlara karşın etkin bir soruşturma da yürütülmedi. Son olarak Uluslararası Af Örgütü Küçüközğit’in bulunması için imza kampanyası başlatmış, kaçırma olayıyla ilgili Alman Devlet Kanalı ARD ve sonrasında Zeit haberlere yer vermişti. Tüm bu gelişmelere karşın Türk devlet yetkililerinden bir açıklama yapılmadı.

‘BİZ BİLİNMEYENLERİZ’

Başakşehir’de çalışan elektrik teknisyeni Gökhan Güneş adlı vatandaş da işine gitmek için bindiği otobüsten iner inmez kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı. 20 Ocak’ta meydana gelen olayda Güneş, 6 gün sonra gözleri bağlı bir şekilde serbest bırakıldı. Kendilerine “Biz bilinmeyenleriz” diyen kişilerce kaçırıldığını söyleyen Güneş, darp edildiğini, elektrik verildiğini, tecavüz ve mezara sokmayla tehdit edildiğini söyledi.

DEVLET POLİTİKASI

DW’ye konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, zorla kaybetmeyi devlet politikası olarak tanımladığını belirtti.  Yoleri, “Bazı uluslararası sözleşmeler var. Mesela Minnesota Protokolü. Bu protokol toplu mezarların nasıl açılacağını gösteren bir protokol. Ancak Türkiye bu protokolü onaylamadığı için buna uygun hareket etmiyor. Aynı zamanda gözaltında kaybetmelere karşı bir Birleşmiş Milletler Sözleşmesi var. Bu sözleşmenin imzalanmasından da kaçıyor hâlâ devlet” dedi.

Ankara’da TİP’li 3 üniversite öğrencisi kaçırıldı

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder