25 Eylül 2019 Çarşamba

Nurettin Yıldız’ın kadınlar için 90 kilometre yasağına eski İstanbul Müftüsü’nden ‘deve’li eleştiri

Nurettin Yıldız’ın “Kadınların yanında mahremi olmadan 90 km’den fazla araç kullanmaları dinen yasak” açıklamasına eski İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı cevap verdi: “Akılları kadınların deve sırtında yolculuk yaptığı çağlarda kalan hocaların, gençlere söyleyecekleri hiçbir söz olamaz.”

BOLD – Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, son dönemde kadınları hedef alan ve aşağılayan bazı hocaların açıklamalarına tepki gösterdi. Nurettin Yıldız’ın “Kadınların yanında mahremi olmadan 90 km’den fazla araç kullanmaları dinen yasak” açıklamasını ise eleştirdi.

Çağrıcı, “Akılları fikirleri, 20-25 yaşında gençlerin bile medreselerde falakaya yatırılıp dayak yediği, kadınların deve sırtında yolculuk yaptığı çağlarda kalan hocaların, fetvacıların günümüzde insanlığın 4’te 3’ünü oluşturan gençlere ve kadınlara söyleyecekleri hiçbir sözleri olamaz” dedi. İsmail Saymaz’ın Şehvetiye Tarikatı kitabına gönderme yapan Çağrıcı, “Onların ürettiği ‘dindarlık’ da işte böyle kitap başlıklarıyla alay konusu olur” diye konuştu.

BU BAŞLIK BENİ ÜZDÜ

Çağrıcı, Karar’da yayınlanan “Tarikatlarla imtihanımız” başlığıyla yayımlanan yazısında şunları aktardı:

Öncelikle, din ilimlerinde yetişmiş on binlerce insanımızdan çıt çıkmazken iğrenç bir yaraya neşter vurup toplumda bir farkındalık oluşmasına katkı yaptığı için Şehvetiye Tarikatı adlı kitapçığın yazarı İsmail Saymaz’ı tebrik etmek lâzım. Yine de bu başlık beni üzdü. Çünkü Müslüman toplumların kahir ekseriyetini dürüst ve samimi dindarlar oluşturduğu halde, sahte dinî oluşumların arsızlıkları yüzünden din ve dindarlara dair haksız algılar oluşmaktadır. Bu meseleyi ele almamın bizim camianın büyük çoğunluğunu kızdırdığını biliyorum. Bilhassa ilâhiyatçılarımız hep böyle yaptılar; “Kol kırılır yen içinde kalır” dediler, “Düşmana fırsat vermeyelim” dediler, “Şimdi zamanı mı?” dediler. Talihin “kudret, servet ve şehvet tarikatları”na, taşıyamayacakları kadar imkânlar ve fırsatlar sunduğu son yıllarda bu yapıların sapkın fetvaları, saldırgan dilleri, kirli işleri daha da arttı. Ama ehl-i ilmin manasız hatta zararlı suskunlukları, bazen çıkarları uğruna onlara verdikleri destekler de devam etti. En sonunda bazılarının Müslüman yerine koymadığı insanlar, en büyük zararı bizzat İslam’a ve masum Müslümanlara dokunan bu rezaletleri ortalığa dökmeyi ahlâkî ve vicdani bir görev bildiler.

15 Temmuz’a bir karartma daha: Rapor TBMM’de kayboldu

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder